Duygusal pazarlama e-ticarette birçok farklı şekilde kullanılabilecek pazarlama yöntemlerinden biridiri. Önemli olan tüketicilerle ürünleriniz arasında bir bağ kurmak ve bu bağı bir duygu üzerine odaklamak olacaktır. Bunun yanı sıra markalaşma sırasında da bu duygu unsuru üzerinde durmanız, markanızla bir duygunun bağdaşmasını ve bu da marka sadakatini artırmanıza yardımcı olacaktır.
Dijital pazarlama çalışmalarınızın tümünde bu duygusal pazarlama taktiklerinden yararlanarak, hem tüketicilere daha iyi bir şekilde ulaşabilir hem de onların satın alma kararlarına doğrudan etki edebilirsiniz. Bu rehberimizde de bu taktiklerin üzerinde duracağız.
FOMO (Birşeyleri kaçırma korkusu)
Duygusal pazarlamada yararlanılabilecek etkenlerden biri de FOMO’dur. FOMO (Fear of missing out), Türkçe’ye birşeyleri kaçırma korkusu olarak çevirilebilir. İnternet ve sosyal medyadaki kullanıcıları tetikleyen unsurlardan biri de, gündemde olan ya da internet üzerindeki bir konuyu ya da akımı kaçırmaktır. Günün büyük bölümünü online olarak geçiren ve özellikle mobil cihazlarını sürekli aktif olarak kullanan tüketici grubu için bu unsur oldukça önemlidir.
Örneğin, aylık 100.000 tekil ziyaretçinizin olması, 10.000 e-posta abonenizin olması, müşteri sayınız gibi bir çokluk ve yoğunluk belirten ifadeler, kullanıcılarda bir şeyleri kaçırdıkları hissiyatını uyandıracağı için önemlidir. Bu hissiyat, onlara gözlerinden kaçırdıkları birşey olduğu duygusunu uyandıracağı için, içeriklerinize ve hizmetlerinize daha farklı bir şekilde yaklaşacaklardır. Bunun yanı sıra limitli sayıda ya da sürede geçerli olan kampanya ve ürünler de benzer bir hissiyatın uyanmasına neden olacağı için, duygusal pazarlamada kullanılabilir.
Heyecan uyandırın
Heyecan uyandırmak da geri dönüşümlerinizi artırmanıza yardımcı olacak faktörler arasında yer alır. Bir konu, ürün ya da hizmet hakkında heyecan oluşturacak fikirler ve mesajlar sunmak tüketicilerin daha hızlı bir şekilde eyleme geçmesine yardımcı olur.
Reklam içeriklerinizde canlı renkler kullanmak, ünlem işaretlerine yer vermek, görsellerde heyecanı vurgulayacak öğeleri öne çıkartmak, bir ürünün kullanım alanının en etkileyeci olduğu anı sergilemek, fırsatınızın gerçekten kullanıcıların ilgisini çekecek bir şekilde olması, karşı tarafta heyecan hissini uyandırmanıza yardımcı olur.
Merak uyandırın
Tüketicileri harekete geçiren duygulardan biri de meraktır. Merak, birçok şekilde karşı tarafa hissettirilebilir. Özellikle haber ve dijital yayın siteleri bu tür merak uyandıracak içerikler ve başlıklarla geri dönüşümlerini yükseltmeyi başarır.
Merak uyandırmayı başarmak için, kullanıcılara bir soru sorabilir, onların sahip oldukları bir ürün ya da hizmetten daha iyisi hakkında birkaç bilgi sunabilir ya da onlara bir hikaye anlatarak en heyecanlı yerinde onları bir sayfaya yönlendirebilirsiniz. Bu tür merak uyandıracak içerikler, onların da eyleme geçmelerini hızlandıracaktır.
Gurur duymalarını sağlayın
Tüketiciler bir markanın ürünlerini kullanırken, hem bu ürünü kullandıkları için hem markayı kullandıkları için gurur duyabilirler. Bu da marka sadakatini artıracak unsurlardan biridir. Özellikle sosyal sorumluluk projelerine katkıda bulunan firmalar, bunu müşterilerinin gurur duyacakları bir şekilde sunabilirler. Bu projelere destek vermek isteyen ya da yaptığı alışverişle bunlara destek veren müşteriler kendilerinden gurur duyacaklardır.
Aciliyet hissi uyandırın
Bir diğer önemli duygu ise aciliyet hissidir. Aciliyet hissi birçok farklı şekilde satışlarınızı artırmak için kullanabilirsiniz. Kullanıcılar bir fırsatı ya da kampanyayı kaçırmamak için bu aciliyet hissinden dolayı daha hızlı bir şekilde satın alma kararlarını verebilirler.
Sınırlı sayıda stok tutmak, e-ticaret sitesi üzerinde stok sayısını vurgulamak, sınırlı süre geçerli kampanyalar sunmak, aciliyet hissini uyandırmak için oldukça etkilidir. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için "Aciliyet hissini satışlarınızı artırmak için nasıl kullanabilirsiniz?” isimli rehberimizi okuyabilirsiniz.
Kızgınlık veya bir tepki duyulmasını sağlayın
Tüketiciler özellikle bazı sosyal sorumluluk konularında hassaslardır. Bell bir sorunu dile getirmek, ona yönelik çözümler sunmak ya da doğrudan bu sorunun üzerine gitmek de kullanıcıların ilgisini çekmenizi sağlayabilir. Bunun en güzel örneklerinden biri de geçtiğimiz yıllarda Always isimli firmanın ödüllü “Kız Gibi (Like a Girl)” reklam kampanyasını verebiliriz. Bu reklamda cinsiyetçi ifadelerin vurgulanması ve bu konu hakkında bir farkındalık yaratılması sağlanmaya çalışılmıştı.
Emmy ve Cannes Grand Prix ödüllerini alan reklam, birçok kişinin tepkisini çekmeyi başarmıştı. Reklamın amacı bir ürün ya da kampanya tanıtmak değil; markanın konu ile ilgili duruşunu sergilemeyerek, bir sosyal soruna dikkat çekmekti.
Aidiyet duygusu yaratın
Marka sadakati yaratmak ve kullanıcıların markanızın takipçileri haline gelmesini sağlamak için aidiyet duygusu üzerine odaklanabilirsiniz. Bir önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi birçok marka, yarattıkları marka algısı nedeniyle tüketiciler onların çıkarttıkları ürünleri veya hizmetleri her koşulda yakından takip ederler. Bu da onlarda belli bir gruba ait olma hissiyatı verir.
Bu aidiyet belli bir gruba ya da sınıfa ait olmak, kendini ayrıcalıklı hissetmek veya doğrudan markaya olan güveni dışa vuracağı için, marka sadakati için oldukça önemlidir.